Kişilik,mizaç ve karakter,günlük yaşamımızda sık kullandığımız kavramlar olmasına rağmen çok sık birbirine karıştırılan kavramlardır. Bu konuyu seçmemin sebebi ise, bir insanı tanmak için bu kavramları iyi bilmek gerekir.
Ayrıntıya geçmeden önce, mizaç ve karakterin, kişiliği oluşturan ana parçalar olduğunu bilmemiz lazım.
Mizaç: Kişiliğimizin,genlerden gelen,biyolojik ve içgüdüsel süreçlerle meydana gelmiş temel yapısıdır. İşin aslı, kişiliğimizin her zaman,ilk görünen parçasıdır mizaç. Halk dilinde armudun dibine düşmesidir. İnsanın tabiatı da denir.
Antik Yunan doktoru Hipokrat, ilk, insan tabiatı üzerine teori üreten kişidir. 4 Farklı insan tabiatı üzeri kurgulamıştır.
1- Asabi (Sarı safra) : Çabuk sinirlenen,tutkulu ve enerjik insanlar
2- Melankolik (Kara safra) : Kolayca morali bozulan, büyük bir sanatsal duyarlılığı olan, üzgün insanlar
3- Soğukkanlı (Balgam) : Soğuk ve rasyonel insanlar
4- Ümitli (Kan) : Sevgisini ifade edebilen, kendineden emin,mutlu ve iyimser insanlar
Bunları okuduktan sonra, şöyle düşünebilirsiniz? Ben bunların birden fazlasına sahibim. Bu doğru olabilir. Ancak mutlaka biri daha fazla baskındır. Siz diğer kısmını kazanmış olma ihtimaliniz yüksektir. İşte burda karakter devreye giriyor.
Karakter: Kişiliğin eğitimle, sosyal olarak öğrenilebilen kısmıdır. Hem doğal hemde öğrenerek edindiğimiz deneyimlerdir. Hayatınız boyunca yaşadığınız sosyal etkileşimlerin sonucu olarak oluşur. urda bir parantez açmakta fayda var. Kişi öğrenimlerinin çok büyük bir kısmını, yaklaşık olarak %70 ini 0-6 yaş arasında oluşturur. Yani kişiliğinin büyük bir kısmı bu süreçte meydana gelir. Diğer önemli bir soru ise, bu süreyi kimlerle geçirdiği. Genellikle anne baba ile. Peki anne baba bu süreç için yeterli mi? Aslında sorunlarımızın bir büyüğü de bu. Bu süreç daha önceden geniş ailelerde geçiriliyordu. Büyükanne, büyükbaba, hala, teyze, dayı,amca, Hatta mahalle kültürü de vardı. Sosyal etkileşim ve öğrenme faklılıkları ile birbirlerinin eksikliklerini tamamlama imkanı vardı. Hızlı şehirleşme ile birlikte malesef bu alan çöktü.
Neyse belki ileride bu konuyu daha geniş konuşuruz. Şimdi konumuza geri dönelim,
Kişilik: Mizacın ve etrafında dönen çevresel etkenlerin sonucu oluşan davranış kalıplarının toplamıdır. Sadece genetik mirasın ürünü değildir. Kısaca kişilik, mizaç ve karakterin oluşturduğu yapıdır.
Aslında şöyle tarif edebiliriz. Kişilik çizdiğimiz resimdir. Neyin üstüne çizdiğimiz, kağıt,tahta,demir,su bu mizaçtır. Verdiğimiz şekil de karakter. Hangi malzemeye, ne tür araçlarla ne şekli verdiğimiz çok önemlidir. Yoksa düzgün kişik oluşturmamız mümkün değildir. Mesela kağıda, demirle şekil veremezsin,demiri suyla.
Psikolojik problemlerin en önemli bölümü kişilikle ilgili olanlarıdır. İlerde önemli Kişilik bozukluklarından bahsedeceğim. Görüşmek üzere.
Hoşça Kalın
Ayrıntıya geçmeden önce, mizaç ve karakterin, kişiliği oluşturan ana parçalar olduğunu bilmemiz lazım.
Mizaç: Kişiliğimizin,genlerden gelen,biyolojik ve içgüdüsel süreçlerle meydana gelmiş temel yapısıdır. İşin aslı, kişiliğimizin her zaman,ilk görünen parçasıdır mizaç. Halk dilinde armudun dibine düşmesidir. İnsanın tabiatı da denir.
Antik Yunan doktoru Hipokrat, ilk, insan tabiatı üzerine teori üreten kişidir. 4 Farklı insan tabiatı üzeri kurgulamıştır.
1- Asabi (Sarı safra) : Çabuk sinirlenen,tutkulu ve enerjik insanlar
2- Melankolik (Kara safra) : Kolayca morali bozulan, büyük bir sanatsal duyarlılığı olan, üzgün insanlar
3- Soğukkanlı (Balgam) : Soğuk ve rasyonel insanlar
4- Ümitli (Kan) : Sevgisini ifade edebilen, kendineden emin,mutlu ve iyimser insanlar
Bunları okuduktan sonra, şöyle düşünebilirsiniz? Ben bunların birden fazlasına sahibim. Bu doğru olabilir. Ancak mutlaka biri daha fazla baskındır. Siz diğer kısmını kazanmış olma ihtimaliniz yüksektir. İşte burda karakter devreye giriyor.
Karakter: Kişiliğin eğitimle, sosyal olarak öğrenilebilen kısmıdır. Hem doğal hemde öğrenerek edindiğimiz deneyimlerdir. Hayatınız boyunca yaşadığınız sosyal etkileşimlerin sonucu olarak oluşur. urda bir parantez açmakta fayda var. Kişi öğrenimlerinin çok büyük bir kısmını, yaklaşık olarak %70 ini 0-6 yaş arasında oluşturur. Yani kişiliğinin büyük bir kısmı bu süreçte meydana gelir. Diğer önemli bir soru ise, bu süreyi kimlerle geçirdiği. Genellikle anne baba ile. Peki anne baba bu süreç için yeterli mi? Aslında sorunlarımızın bir büyüğü de bu. Bu süreç daha önceden geniş ailelerde geçiriliyordu. Büyükanne, büyükbaba, hala, teyze, dayı,amca, Hatta mahalle kültürü de vardı. Sosyal etkileşim ve öğrenme faklılıkları ile birbirlerinin eksikliklerini tamamlama imkanı vardı. Hızlı şehirleşme ile birlikte malesef bu alan çöktü.
Neyse belki ileride bu konuyu daha geniş konuşuruz. Şimdi konumuza geri dönelim,
Kişilik: Mizacın ve etrafında dönen çevresel etkenlerin sonucu oluşan davranış kalıplarının toplamıdır. Sadece genetik mirasın ürünü değildir. Kısaca kişilik, mizaç ve karakterin oluşturduğu yapıdır.
Aslında şöyle tarif edebiliriz. Kişilik çizdiğimiz resimdir. Neyin üstüne çizdiğimiz, kağıt,tahta,demir,su bu mizaçtır. Verdiğimiz şekil de karakter. Hangi malzemeye, ne tür araçlarla ne şekli verdiğimiz çok önemlidir. Yoksa düzgün kişik oluşturmamız mümkün değildir. Mesela kağıda, demirle şekil veremezsin,demiri suyla.
Psikolojik problemlerin en önemli bölümü kişilikle ilgili olanlarıdır. İlerde önemli Kişilik bozukluklarından bahsedeceğim. Görüşmek üzere.
Hoşça Kalın