10 Ağustos 2020 Pazartesi

AYTAÇ'a MEKTUP

                 Merhaba Aytaç

                 Merhaba kardeşim

                 Sana gönül rahatlığı ile kardeşim diyorum. Senin kardeşim dediklerinden cesaret alarak. Çok haklısın, biz Anadolu'nun kavruk çocuklarıyız. Ve aslına bakarsak çoğunluğuz.

                Senden hiç haberim yoktu. Bu da benim ayıbım olsun. Ta ki sosyal medyada, senin mektubunla karşılaşana kadar. Hala senden haberi olmayan milyonlar olduğuna eminim

              Sana bir ayıbımı daha söyleyeyim; Mektubunu okurken, ilk dikkatimi çeken,Annenin Denizli Acıpayam'lı bir Hakime hanım olduğunu yazmışsın. O mektubu kaç kez okuduğumu bilmiyorum. Ama her okuduğumda boğazımın düğümlendiğini, hıçkırarak gözyaşlarımı tutamadığımı biliyorum.

               Sana bu mektubu, Denizli Acıpayam'dan, bir yaz akşamı, Eşeler dağı tarafından esen serin bir rüzgar, umutlarımız gibi parlayan ay ve yıldızlar altında yazıyorum. Ve bu gözyaşı ile ıslanmış mektubu, bir gün sana verebilmeyi umut ediyorum.

                Mektubunu okuyunca, ilk aklıma gelen, "Ne yapabilirim?"sorusun cevabını aramak oldu. Eminim sen de benim yerim de olsan, aynı sorunun cevabını arıyor olacaktın.

                Kardeşim, bedeninle birlikte fikirlerini de.eylemlerini de ölüme yatırmışsın. Biliyorum ölüme yatırdığın beden sadece senin bedenin değil. Haksızlığa, adaletsizliğe uğramış, ezilmiş, sesi duyulmamış, her yerdeler ve milyonlar dediğin her birimizin bedeni. Çocuk omuzlarında,insanca yaşasın istediklerinin sorumluluğu. İnsan olarak, kardeşce yaşasın istediklerinin sorumluluğu. Avukat olarak, haksızlığa uğramış milyonların sorumluluğu gereği, hepimizin bedenini ölüme yatırmışsın.

               Sana yapma demeyeceğim. Çünkü eminim başka bir yol bulamadığın, Ben adil yargılanmak istiyorum talebini duyuramadığın içindir.

                Ama sana şunu söyleyeceğim; Artık yalnız değilsin. Kendine yüklemiş olduğun bu ağır sorumlulukları, kardeşim dediğin hepimize paylaştır. Lütfen acını bizlere paylaştırma. Madem onlar adil davranmıyorlar, sen adil davran.

                  Senin sözlerinle;Hepimizi hayatı öğreten, emeğiyle bizi insan haline getiren halktan, Anadolu'dan, Analardan asla vazgeçme.

                 Hayal ediyorum kardeşim; Bir gün bir yerde oturup, belki günlerce seninle tartışmayı. Sen bana, Kınıklı, Kazovalı işçileri, Cansel'i, Türkan Albayrak'ı TAYAD!lıları, özgür tutsakları, Vatan sevme ustası devrimcileri anlat. Ben de sana belki, İnsan'ı, sevmeyi, zaaflarını, duygu kontrol etmeyi, varoluşu anlatırım.

               Son olarak kardeşim; Biz sensiz eksiğiz, eksik bırakma bizleri. Seni Ana topraklarında, Denizli Acıpayam'da bekliyor olacağız. Sevgiler, Selamlar. Sağlıkla kal.

                                                                                                           Tarık Yüksel Zeren