Günlük yaşamımızda stres, kaygı,korku,evham ve takıntılarla karşılaşırız. Genellikle de, günlük yaşamımızı etkilemeyecek şekilde, bu tür duygu ve düşüncelerle başederiz.
Şayet takıntılı düşünceler, yaşantımızı olumsuz etkiliyorsa, aklımıza OBSESİF KOMPULSİF bozukluk (OKB) gelmelidir.
Kişinin, aklına girmesine engel olamadığı ve uzaklaştırmayı başaramadığı, isteği dışında oluşan hatta mantık dışı olduğunu kendininde bildiği düşünce ve dürtülere obsesyon. Obsesyonlarin verdiği iç sıkıntı ve acıları gidermek ya da yok etmek için tekrar tekrar yaptığı davranışlara da kompulsiyon denir.
Bulaşma obsesyonu temizlik kompulsiyonu
Kuşku obsesyonu kontrol kompulsiyonu
Dini içerikli obsesyonlar
Cinsel içerikli obsesyonlar
Düzen ve simetri obsesyon ve kompulsiyonlari
Sayma kompulsiyonlari
Biriktirme ve saklama kompulsiyonlari
Dokunma kompulsiyonlari
Batıl inançlar, uğurlu uğursuz rakam ve renk kompulsiyonlari
Bu saydıklarım, en sık karşılaştığımız obsesyon ve kompulsiyonlardir.
Obsesyonlar çok büyük endişe ve kaygı kaynaklarıdır. Tersi de geçerli, yani stres ve kaygı ile sağlıklı başedemeyen kişilerde obsesyonlar artma eğilimindedir.
Aslında bu yazıyı kaleme alma nedenim, takıntıların öğrenme ve motive olmanın önündeki en büyük engellerden olduğunun bilinmesi gerekliliği. Genellikle öğrenme çağındaki çocuklarda öğrenme güçlüğü ya da adaptasyon da sorunlar varsa akla gelmesi gerekenlerden biri de obsesyonlar olmalıdır. Hatta etrafımızda çok tembel diye tarif ettiğimiz çocuklarımıza da dikkatli davranmalıyız. Çünkü başarının önündeki engellerden biridir.
Özellikle salgın gibi bulaşma, hastalanma ve ölümlerin olduğu dönemler, kaygının, takıntıların arttığı dönemlerdir. Bu dönemlerden sağlığımız kadar ruh sağlığımızı da koruyarak çıkmamız, özellikle çocuklarınızın ruh sağlıklarını korumak gelecek açısından son derece önemlidir. Lütfen daha dikkatli ve duyarlı davranalım. Bu tür belirtiler varsa şayet,en kısa zamanda bir uzmana başvurulmalidir.
Stressiz, kaygısız,evhamsız ve takıntısız sağlıklı günlerde görüşmek dileğiyle.