25 Haziran 2025 Çarşamba

İnsanın Savaşı: Bir Düşmanlaştırma Psikolojisi

         

İnsanın Savaşı: Bir Düşmanlaştırma Psikolojisi

İnsan, doğası gereği öldürmeye programlanmış bir varlık değildir. Ancak tarih boyunca milyonlarca insan, başkalarının kararlarıyla, bazen alkışlarla, bazen susarak ölüme gönderildi.
Peki nasıl olur bu?

Savaşların büyük çoğunluğu halklar arasında değil, yönetsel çıkarlar arasında çıkar. Liderler; gücünü pekiştirmek, halkın dikkatini dağıtmak veya tarihe adını kazımak için savaşın diline başvurur. Ama bir liderin savaş istemesi yetmez; toplumun da bu savaşı kabul etmesi, hatta desteklemesi gerekir.
İşte esas soru burada başlar:

İnsanlar nasıl olur da bir başkasını düşman olarak görmeye razı olur?

Cevap tek bir yerde değil ama kökleri derinlerde:

🔹 Evrimsel korku mekanizmaları:

Beynimiz, “biz” ve “onlar” ayrımını hızlı yapar. Tehlikeyi çabuk tanımak için öteki yaratır. Bu, güvenlik duygusunu sağlar. Ama bu içgüdü, siyasal araçlarla suistimal edildiğinde, şiddet meşrulaşır.

🔹 Eğitimde empati eksikliği:

Bilgi öğretmek başka, vicdan ve düşünce öğretmek başkadır. Eğitim, yalnızca teknik akıl yürütmeye indirgenince, insanlığımız eksilir. Eleştirmeyen, sadece itaat eden bireyler, kolayca yönlendirilebilir.

🔹 Ahlaki çarpıklık:

Ahlak, sadece “bizimkiler” için geçerli hale geldiğinde çürümeye başlar. Empati, zayıflık sayıldığında, öldürmek kutsallaştırılır. Böylece öldüren kahraman, ölen ise “hak etti” olur.

🔹 Toplumsal travmalar ve tarihsel kin:

Geçmişteki acılar unutturulmaz ama onarılmaz da. Sürekli taze tutulan düşman imgeleri, gelecekteki barışı imkânsız kılar. Nefret, nesilden nesile miras olur.

🔹 Duygusal manipülasyon ve medya dili:

Savaş dilinin arkasında “onlar hayvan”, “onlar terörist”, “onlar vatan haini” gibi etiketler vardır. Bu dil, empatiyi öldürür. Önce dili öldürürsün, sonra insanı.


Sonuç:

Savaş, çoğu zaman bir karar değildir; bir hazırlık sürecidir. Liderler bu hazırlığı yapar, halk ise fark etmeden içine çekilir. Öldürme, meşrulaştırılır. Düşmanlık, kutsallaştırılır.

Ama unutulmamalı:

Savaş, yalnızca silahla değil, susarak, inandırılarak, alıştırılarak da başlatılır.
Barış ise, ancak düşünerek, sorgulayarak ve vicdanı hatırlayarak kurulur.