31 Ekim 2017 Salı

TOPLUMSAL DEPRESYON

           Depresyon, beyin kimyası ile ilgili bir olaydır. Ancak burda bir döngü var. Düşünceler ve Algılar beyin kimyasını düzenliyor. Beyin kimyası da düşünce ve algıları hatta davranışları da etkiliyor.
           Bu kısa bilgiden sonra, asıl konumuza dönelim. Depresyonun nedenlerinden olan dış etmenlerin Depresyon üzerindeki etkilerine bakalım. Ben bunun bir kısmına Toplumsal Depresyon kaynakları diyorum.
           Vücudun, insanı dış etmenlerden korumak için geliştirdiği bir savunma mekanizması vardır. Beyin dışardan bir tehdit algıladığı zaman,kalp atışınız hızlanır, hızlı nefes almaya başlarsınız,bir sıkıntı hissedersiniz, terlersiniz,korkarsınız. Beynin buna karşı reaksiyonu, tehdidin şiddetine ve hızına bağlı olarak, ya savaş ya da kaç komutu vermek olur. Beynin bu savunma sistemini harekete geçiren durumlara stres denir. İki tür stres durumu vardır. Kısa dönemli stres ve uzun dönemli stres. Kısa dönemli stres faydalıdır denebilir. Mesela bir köpek üzerinize doğru koşarsa, bu kısa süreli bir stres kaynağıdır. Kısa sürede sonlanır. Ama uzun süreli stres, kontrol edilmesi zor ve hayatı çekilmez hale getirebilecek stres kaynaklarıdır. Bizim asıl konumuz da işte bunlar.
            Depresyon, bu uzun süreli stres kaynakları ile ilişkilidir. Depresyonların çoğunda da bu streslerin birikmişliği vardır. Hani hepimiz deriz ya, bardağı taşıran son damla oldu diye. İşte bunun nedeni bu birikmişliklerdir.
             Şimdi uzun dönemli stres kaynaklarına biraz bakalım.
             İnsanların en temel ihtiyacı, yaşamlarını devam ettirme ihtiyacıdır. Buna bağlı olarak stres kaynaklarının başına, İnsanların, kendilerini ve yakınlarını güvende hissetmemeleri gelir. Mesela sokağa çıktığında başlarına bişey gelme endişesi, Bu bir terör saldırısı olabilir ya da başı boş gezen herhangi birinin tacizi olabilir. Ayrıca adalete olan güvensizlik, insanların sebebini bilmeden tutuklanma endişesi epey yaygın bu dönemde.
             Bir diğer stres kaynağı, sosyoekonomik değişiklikler. İnsanların işlerini kaybetme endişesi. Alım gücünü düşmesi. Borcun artması. Kendi ya da yakınlarının hayatını idame ettirememe endişesi. Buna gelir dağılımındaki adaletsizliği de ekleyebiliriz.
              Aile ya da toplumsal bölünmeler, bir diğer uzun dönem stres kaynaklarından. Bu etnisite, din, mezhep, ideoloji ya da siyasi görüş olarak bölünme sayılabilir. İnsanların bu sebeplerden ötürü birbirlerine kaygı ile bakıyor olması, karşısındakinin fikir ve düşüncelerine tahammül edememesinden kaynaklı. Epey de yaygın.
              Bunlara genç kuşaktaki sınav stresi ve  yaygın genç işsizlik de uzun dönemli stres kaynağına eklenebilir.
               Kişiler içinde bulundukları depresyonu tanımlamakta zorlanabilirler. Bu stres birikiminden kaynaklanıyor olabilir. Çözümü de vardır. Toplumsal depresyonu çözmek o kadar kolay değil malesef. Bunun için herkesin elini taşın altına koyması gerekir.
              Umarım başarırız.
              Bir de yalnız olmadığınızı unutmayın.

                                                                                               İyi günlerde Kalın

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder